Bir önceki sayfaya geri dönmek için buraya tıklayın! Sayfayı yazdırmak için tıklayın!
 
 
TÜKETİCİ HAKLARI DERNEĞİ - YAZILARIMIZ - MAKALELER
 

Kırk Katır Mı ? Kırk Satır Mı ?

Başkentin su sorunu çıkmaza girmiştir. Olayın neresinden bakarsanız bakın başkentliler ve kamu zarara uğrayacaktır. Melih GÖKÇEK 13 yıldan beri Başkentin Belediye Başkanlığı görevini yürütmektedir. Bu zaman içerisinde doğru ve uygun seçenekler bulunduğu halde ağır ihmalinin ve kişisel zafiyetlerinin sonucunda hem Başkenti susuz bırakmış hem de başkentin ve başkentlinin su sorununu çözmek bir tarafa çıkmaza sokmuştur. Bu da yetmiyormuş gibi DSİ’nin “ içme suyu olarak kullanılamaz, başka seçenekler aranmalıdır” dediği Kızılırmak suyu için “içilebilir” diyerek, bir TV programında da yanında getirdiği, ancak Kızılırmak suyu olup olmadığı belli olmayan suyu “ bakın ben içiyorum” diyerek sorunu sürekli çarpıtıp başkentlilerin kafasını karıştırmaya devam etmektedir.

Gerçekleri dile getiren, yaptığı yanlışlıklara karşı çıkan demokratik kitle örgütü temsilcilerini de “ kadrolu eylemci” diye sözüm ona suçlamaya çalışmaktadır. Acaba dünyanın kaç ülkesinin başkentinin Melih GÖKÇEK gibi bir belediye başkanı vardır? 1986 yılında çernobil’de nükleer santral kazası sonrasında Karadeniz bölgemizde radyasyondan etkilenen çayı bir TV programında “ bakın ben içiyorum” diyen o dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit ARAL kanser olmuş. Dilerim Melih GÖKÇEK’in sonu da böyle olmaz.

Gerçekleri çarpıtmayı, kafaları karıştırmayı, zeytinyağı gibi üste çıkmayı, hem suçlu hem de güçlü olmayı başarabilen, her şeyin en iyisini kendisinin bildiğini sanan, bunları yaparken de yüzü hiç kızarmayan, oldukça rahat, hazırcevap, laf cambazı bir belediye başkanı sanırım hiçbir ülkenin başkentinde yoktur. Böyle yetenekli bir belediye başkanı da Türkiye’nin Başkenti Ankara’ya nasip olmuş,ne mutlu bize!...

BAŞKENTLİLERİ UYARIYORUZ

İvedik Arıtma Tesisleri Kızılırmak Suyunu Arıtamaz

Kızılırmak Nehri üzerinde kurulu bulunan Kesikköprü Baraj Gölünden getirilecek olan ve kimyasal, biyolojik, mikrobiyolojik yönden yüksek kirlilik oranına sahip olan suyu İvedik Arıtma Tesisleri arıtabilecek özellikte değildir.

Ankara’ya Kesikköprü’den gelecek olan su İvedik Arıtma tesislerini bozacaktır. Arıtma Tesislerinin bozulması başka sorunlara yol açacak ve Ankara’ya daha kötü su verilmesine neden olacaktır.

İvedik Arıtma Tesislerinde suyun sertliği giderilemeyeceğinden, sert su nedeniyle sabun, deterjan sarfiyatı artacaktır. Çamaşır ve bulaşık makinesi gibi cihazlar arızalanacaktır. Su tesisatları ve sistemleri kısa sürede kireç taşı bağlamasıyla boru kesitleri daralacaktır. Her iki durumda da tüketiciler ekonomik zarara uğrayacaktır.

Arıtma tesisleri kimyasal, biyolojik ve mikrobiyolojik yönden yüksek kirlilik oranına sahip olan Kesikköprü baraj suyunu arıtamayacağından tüketicilerin, çocukların sağlığı risk ve tehlike altına girecektir.

Bu durumda tüketiciler Kızılırmak suyunu içme suyu olarak kullanamayacakları için zorunlu olarak damacana ve diğer sulara yönelerek ayrıca önemli bir ekonomik zarara ve sıkıntıya uğrayacaklardır. Bu durum hazır su pazarının teşvik edilmesine ve tüketicilerin soyulmasına neden olacaktır.

Yüksek Arıtma Teknolojisi Uygulanırsa Su Fiyatları Artar

Eğer, İvedik Arıtma Tesisleri yerine yüksek teknoloji gerektiren arıtma sistemi getirilirse-ki sistemin 1 yıldan önce de devreye girmesi olanaklı değildir-bu sistemin çok pahalı olması nedeniyle fiyatları artacaktır. Bu durumda da başkentliler zaten çok pahalı olan suyu daha pahalı almak zorunda kalacağından zarara sokulacaktır. Dar gelirli, yoksul tüketicilerin ise pahalı suya ulaşması iyice zorlaşacaktır.

Görülüyor ki Melih GÖKÇEK Ankara’nın su sorununu çıkmaza sokmuştur. Başkentli tüketicilerin bu çıkmazdan kurtulması kısa sürede olanaklı değildir.

Başkentli tüketiciler bir halk deyimi olan “kırk katır mı kırk satır mı” seçeneği ile karşı karşıya bırakılmıştır.

Melih GÖKÇEK, Gerede suyunun Ankara’ya getirilmesi için çalışmalara başlayacağını da söylemektedir. Doğru çözüm Gerede suyu iken GÖKÇEK’in ağır ihmali ve kişisel zafiyeti nedeniyle 2.plana atılan Gerede suyu yerine Kızılırmak suyunun Ankara’ya getirilmesi projesi gerçekleştikten sonra Gerede suyu Ankara’ya getirilirse Kızılırmak suyu projesi atıl kalacak ve kamu zarara uğratılacaktır. Sonuçta bunun da bedelini tüketiciler ödeyecektir. Peki, başkentli tüketicileri ve kamuyu zarara uğratan Melih GÖKÇEK ve diğer yetkililer hiç bedel ödemeyecek mi?

Bu anlamda hükümetin ve İçişleri Bakanlığının konuya ivedilikle el atmasını, Başkentli tüketicileri ve kamuyu daha fazla zarara uğratmadan sorunu çözmeleri ve Melih GÖKÇEK’i de görevden almaları çağrısında bulunuyorum.


Turhan ÇAKAR
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkanı