Kredi Kartı Yıllık Üyelik Aidatında Yıllık
Kesintinin Faiziyle İade Kararı
Bankaların tüketicilerden “üyelik aidatı” adı altında kestiği yıllık kart
ücretlerinin haksız şart olduğu ve bu ücretlerin tüketicilerden
istenemeyeceğine ilişkin Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin kararını daha önce
bu sayfada tüketicilerin görüşlerine sunmuştuk.
Tüketicilerin, kendilerinden bankalara kesilen yıllık üyelik aidatı
kesintilerinin iadesi konusunda tüketici sorunları hakem heyetlerine
yaptıkları başvurularda, bazı hakem heyetlerinin son yılın dışında geriye
dönük yıllık kart ücretlerinin talebinin reddine karar verdikleri
görülmektedir.
Ancak, hakem heyetlerinin bu şekildeki kararlarına itiraz eden
tüketicilerin tüketici mahkemelerince haklı görüldüğüne ve on yıl geriye
dönük olarak tüketicilerden kesilen yıllık üyelik aidatı kesintilerinin
faiziyle birlikte tüketicilere iade edilmesine ilişkin elimizde 5.ve 7.
Tüketici Mahkemelerinin kararları bulunmaktadır.
Aşağıda, Ankara 7. Tüketici mahkemesinin bu konuda vermiş olduğu bir karar
özeti okurlarımızın görüşlerine sunulmuştur.
Konuyla ilgili olarak, tüketicilerin Tüketici Hakları Derneği’ne başvuruda
bulunmaları halinde, kendilerine yardımcı olunacaktır.
ANKARA 7. TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ
Dava, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının kısmen iptali istemine
ilişkindir.
Hakem Heyeti dosyası, kredi kartı hesap ekstreleri, kredi kartı üyelik
sözleşmesi örneği, bankadan gelen kayıtlar, bilirkişi raporu ve diğer
belgeler dosyada mevcuttur.
Çankaya Kaymakamlığı 1.Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı,
28/10/2008 tarih ve 2236 sayılı karan ile 2008 yılı üyelik ücreti/kart
aidat bedelinin iptal edilerek tüketiciye iade edilmesine, diğer üyelik
ücretlerinin ödemeden itibaren 1 yıl içerisinde talep edilmediği
anlaşıldığından bunlara yönelik talebin reddine karar vermiştir.
Sözleşmenin incelenmesinde, 23/06/2000 tarihinde davacı ve davalı banka
arasında imzalandığı. 11.madde hükmü uyarınca faiz. ücret, vergiler ve
diğer ferilere ilişkin düzenlemeler yapıldığı, kartın verileceği 2 yıl
için üyelik ücreti alınacağı, takip eden yıllar için üyelik yenileme
ücreti alınacağı hükme bağlanmıştır. Mahkememizde görülen emsal dosyalar
ve yüksek Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre, sözleşmenin önceden
hazırlandığı, standart sözleşme niteliğinde olduğu, kart hamiline
sözleşmeden suret verilmediği anlaşılmıştır. Bunun aksine, banka
tarafından dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır.
4077 s.K. 6 maddesinde yapılan düzenlemeye göre, satıcı ve sağlayıcının
tüketici ile müzakere etmeden tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu,
tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet
kurallarına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden
olan sözleşme koşulları haksız şart sayılır. Buna göre sözleşmedeki bir
hükmün haksız şart olarak değerlendirilebilmesi için; 1) Satıcı tarafından
müzakere edilmeden sözleşmeyi tek yanlı olarak konulmuş olması, 2)
Tarafların hak ve yükümlülüklerinde tüketici aleyhine bir dengesizlik
oluşturması. 3) Bu durumun iyi niyet kurallarına aykırı olması gerekir.
Taraflar arasında tanzim edilen sözleşmenin tamamı veya sözleşmedeki bir
veya birkaç hükmim haksız şanın kabulü için yukarıda belirtilen bu
şanların tamamının aynı anda bulunması zorunludur. Sözleşme
incelendiğinde, kredi kartı ücreti veya yıllık aidat bedeline ilişkin
hükmün banka tarafından tek taraflı olarak sözleşmeye konulduğu, bu
durumun tüketici ile müzakere edilmediği, aksine bir iddianın bulunmadığı,
sözleşme de bu konuda her hangi bir hüküm olmadığı v tüketici aleyhine
dengesizliğe sebebiyet verdiği anlaşıldığından bu hükmün haksız şart
niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. (13 II.I). 03/03/2008, 2007/11236 E..
2008/2982 sayılı kararı.) Yüksek Yargıtay yerleşik uygulaması da bu
yöndedir.
Üyelik ücreti alınmasına ilişkin hüküm, haksız şart niteliğindedir. Buna
dayanarak alman son 1 yılın ücreti dışında bugüne kadar alınan ücretlerin
de zaman aşımı süresi içerisinde olmak kaydıyla, kart hamili tarafından
her zaman talep edilmesi mümkündür. Taraflar arasında sözleşme mevcuttur
Kural olarak taraflar arasında akdi ilişki bulunması halinde yasal nedeni
olmaksızın yapılan ödemeler B.K. 125 md.hükmü uyarınca 10 yıllık
zamanaşımı süresi içerisinde her zaman geri istenebilir. Bu halde B.K. 66
md.de öngörülen sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan 1 yıllık zamanaşımı
süresi uygulanmaz. (Aynı görüşte 13 H.D. 01/02/2005, 13068/1212 sayılı
kararı). Benzer şekilde bankada: mevduat hesabı bulunan davalıya fazladan
yapılan ödemenin istirdadı talebine yönelik davada, taraflar arasında
mevduat sözleşmesi ilişkisi bulunduğu kabul edilerek B.K. 125 madde
uyarınca 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içerisinde fazla ödemenin
istenebileceği, bu gibi hallerde sebepsiz zenginleşme hallerinde
uygulanabilecek B.K. 66 maddede öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin
uygulanmasının doğru olmadığı yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kumlu tarafından
kabul edilmiştir. (HGK 09/02/2005, 2005/11-20 E. 2005/34 K.)
Kredi sözleşmesine aykırı davranılarak yapılan ödemelerin alacak hanesine
kaydedilmediği ve fazla tahsilat yapıldığı ve yine bu krediden kaynaklanan
haksız takip yapıldığı, borç olmayan bir paranın «işlendiği iddiası ile
açılan ve kredi sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda da B.K 125 madde
uyarınca öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. B.K. 66 maddede
öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması hiç bir şekilde mümkün
değildir.
/(01/07/22003 , 1331/7211 sayılı kararı). Yerleşik uygulama bu yönde
istikrar kazanmış olup Yargıtay uygulamasında kabul edildiği üzere
taraflar arasında mevcut sözleşme ilişkisi geçersiz olsa bile, bu halde
dahi kural olarak yapılan ödemelerin 10 yıllık zamanaşımı süresi
içerisinde ifadesi talep edilebilir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi kurulu
raporlarında;
- taraflar arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi bulunduğunu, bankanın
2002 tarihinden itibaren yıllık üyelik aidatı kesintisi yaptığım. 2007
yılına kadar yapılan kesinti miktarının 147,00 TL olduğunu, işlemiş avans
faizinin 123,28 TL olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun bulunmuş olup. denetime
elverişlidir. Taraf itirazları, bu nedenle reddedilmiştir.
Bankalar, Anonim Şirket statüsünde olup, kredi sağlama, kredi verme ve
topladıkları kredileri değerlendirme gibi bir çok işi gerçekleştirirler.
Esas faaliyet alam itibariyle sürekli parayla iştigal etmektedirler. Kural
olarak temerrüt B.K. 101 vd.madde hükümlerine tabiidir. Ancak bankanın
faaliyet alam değerlendirildiğinde, haksız surette alınan yıllık aidat
bedellerinin hesaba girdiği andan itibaren banka tarafından
nemalandırıldığı ve bundan gelir elde edildiği kuşkusuzdur. Genel hukuk
prensiplerinden olan "hiç kimse kendi kusuruna dayanarak menfaat elde
edemez" ilkesi gözetildiğinde, bankanın yasal dayanağı olmaksızın aldığı
üyelik ücretlerini hesabına girdiği andan itibaren avans faizi ile
birlikte iade etmesi hakkaniyet ve adalete uygun olur.
Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM
1 -DAVANIN KABULÜNE,
2-Çankaya Kaymakamlığı 2.Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının
28/10/2008 tarih ve 2236 sayılı kararının KISMEN İPTALİNE,
3-Kredi kartı üyelik bedeli olarak davacı tarafça ödenen 147,00 TL asıl
alacak ve 123.28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 270,28 TL'nin davalı
taraftan TAHSİLİNE, davacı tarafa ÖDENMESİNE, asıl alacağa (tahsilde
tekerrür olmamak kaydıyla) dava tarihi 11/11/2008 tarihinden . itibaren
değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına,
Dair. taraf vekillerinin yüzüne karşı, kesin olmak üzere verilen karar
açıkça okunup anlatıldı.
Turhan ÇAKAR
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkanı |