|
|
|
|
TÜKETİCİ
HAKLARI DERNEĞİ - YARGI KARARLARI - YARGITAY KARARLARI |
|
Kayıp
Kaçak Elektrik Bedeli Konusunda Yargıtay Hukuk Genel
Kurulunun Nihai Kararı |
|
T.C.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu |
|
Esas No
: 2013/7-2454
Karar No : 2014/679
Karar Tarihi : 21.05.2014 |
Y A R G
I T A Y İ L A M I |
|
İNCELENEN
KARARIN MAHKEMESİ : Silifke 1.Asliye Hukuk Mahkemesi (EPDK'ya
Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 11/12/2013
NUMARASI : 2013/784 E-2013/1103 K.
DAVACI : T... Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili Av. E. T.
DAVALI : H. G. |
|
KAYIP/KAÇAK ELEKTRİK BEDELİ KONUSUNDA YARGITAY HUKUK
GENEL KURULU'NUN NİHAİ KARARI
(... Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen
kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak
suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara
uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve
adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.) (DOSYA
24.06.2014'de KAPATILMIŞTIR)
ELEKTRİK KAYIP/KAÇAK BEDELİNİN TÜKETİCİDEN TAHSİL
EDİLMESİNİN HUKUK DEVLETİ VE ADALET DÜŞÜNCESİ İLE
BAĞDAŞMADIĞI ( Kayıp Kaçak Bedelinin Tüketiciden
Tahsil Edilemeyeceği - Elektrik Enerjisinin Nakli
Esnasında Oluşan Kayıp İle Başka Kişiler Tarafından
Hırsızlanmak Suretiyle Kullanılan Elektrik Bedellerinin
Kurallara Uyan Abonelerden Tahsil Edilmesinin Hukuk
Devleti ve Adalet Düşünceleri İle Bağdaşmayacağı )
|
KAYIP/KAÇAK BEDELİNİN TÜKETİCİDEN TAHSİLİ (Hakem
Heyeti Kararına İtiraz - EPDK'ya Elektrik Bedeli
Fiyatlandırma Unsuru Belirleme Konusunda Sınırsız Yetki
ve Görev Verilmediği/Tahakkuk Ettirilen Kayıp Kaçak
Bedelinin Tüketiciye İade Edilmesi Gerektiği)
ELEKTRİK PİYASASI DÜZENLEME KURULUNUN GÖREV VE
YETKİSİ ( EPDK'ya Elektrik Bedeli Fiyatlandırma
Unsuru Belirleme Konusunda Sınırsız Yetki ve Görev
Verilmediği - Elektrik Kaybını Önleme Hırsızlıkları
Engelleme Hırsızı Takip Edip Bedeli Ondan Tahsil Etme
Görevinin Enerjinin Sahibi Bulunan EPDK'ya Ait
Olduğu/Tahakkuk Ettirilen Kayıp Kaçak Bedelinin
Tüketiciye İade Edileceği)
HAKEM HEYETİ KARARINA İTİRAZ ( Elektrik Kayıp
Kaçak Bedelinin Tüketiciden Tahsil Edilemeyeceği -
Elektrik Enerjisinin Nakli Esnasında Oluşan Kayıp İle
Başka Kişiler Tarafından Hırsızlanmak Suretiyle
Kullanılan Elektrik Bedellerinin Kurallara Uyan
Abonelerden Tahsil Edilmesinin Hukuk Devleti ve Adalet
Düşünceleri İle Bağdaşmayacağı. Perakende Satış Hizmet
Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının
Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ/m. 6
ÖZET : Dava elektrik abonelerinden tahsil edilen
kaçak kayıp bedeli hakkında verilen tüketici sorunları
hakem heyeti kararının itirazen kaldırılması istemine
ilişkindir. Tahakkuk ettirilen kayıp/kaçak bedelinin
Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin kararı ile söz konusu
bedelin davalıya iadesine karar verilmiştir. Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak
elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas
unsurları tespit etme görevi verilmiş olup, sınırsız bir
fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi
verilmemiştir. Elektrik enerjisinin nakli esnasında
meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından
hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin,
kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk
devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.
Elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya
hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de
bizzat enerjinin sahibi bulunan davacıya aittir.
Tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan
kayıp-kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık
denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel
ödediğini bilmesi, yani şeffaflık hukuk devletinin
vazgeçilmez unsurlarındandır. Tüketici Hakem Heyetinin
tahakkuk ettirilen kayıp kaçak bedelinin tüketiciye
iadesine dair vermiş olduğu kararın itirazen açılan
davanın reddi gerekir.
|
DAVA :
Taraflar arasındaki “hakem heyeti kararını şikayet”
davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Silifke
1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen
11.06.2012 gün ve 2012/383 E., 2012/383 K. sayılı
kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi
üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 11.07.2013 gün ve
2013/814 E-2013/13167 K. sayılı ilamı ile; (...Dava
elektrik abonelerinden tahsil edilen kaçak kayıp bedeli
hakkında verilen tüketici sorunları hakem heyeti
kararının itirazen kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararın davacı
tarafça temyizi üzerine, kararın kesin olduğu
gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş,
asıl ve ek karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Hemen belirtmek gerekir ki kayıp kaçak bedelinin
başvuru tarihinden sonraki faturaların düzenleme
biçimine de etkisi olacağı, bir başka deyişle kararın
ileriye yönelik uygulaması bulunduğu ve bu yöndeki
talebin de devamlılık arz eden bir isteme ilişkin
olduğu, yine Dairemizce de benimsenen Hukuk Genel
Kurulu’nun aynı doğrultudaki uygulaması da
gözetildiğinde yerel mahkemece verilen kararın kesin
olduğundan söz etmek mümkün değildir. Hal böyle olunca
mahkemece temyiz isteminin yazılı gerekçeyle reddine
karar verilmesi isabetsiz olup, davacı tarafın bu yöne
ilişen temyiz itirazının kabulü ile temyiz isteminin
reddine ilişkin mahkemece verilen ek kararın
KALDIRILMASINA,
2- Davacı tarafın asıl hükme yönelik temyiz
itirazlarının incelenmesine gelince; taraflar arasındaki
uyuşmazlık, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp-kaçak
bedelinin tüketiciden alınıp alınamayacağı hususundadır.
Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile
dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen
enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Yani
kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan
teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak
bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla
belirlenen bir bedeldir. 4628 sayılı Elektrik Piyasası
Kanunu'nun 4.maddesinin 2.fıkrasında kurumun "Bu kanunda
yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten
sorumlu olduğu belirtilmektedir. Buna göre Enerji
Piyasası Düzenleme Kurulu elektrik faturalarında
bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını
belirleme yetkisine sahiptir. Kayıp-kaçak bedeli,
Kurumun Kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve
Kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bir
bedeldir. Söz konusu bedeli belirlemek üzere alınan
kurul kararı kurumun bir düzenleyici işlemi olarak tüm
tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliğe haizdir.
Tarifelerin uygulanması lisans sahibi şirketler
bakımından yasal bir zorunluluktur. Lisans sahibi
şirketler, tarifeyi değiştiremeyeceği gibi, tarifede yer
almayan bir bedeli de tahsil veya düzenlenen tarifeler
kapsamında belirlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi
bir davranışta bulunamazlar. Bu sebeple, perakende satış
lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin tarifeleri
uygulayıp uygulamama ve kayıp-kaçak bedelini tahsil edip
etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmamaktadır. Tarifelere
uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak kayıp-kaçak bedeli
perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak
faturalarda yer almaktadır. Bu nedenle, dağıtım
şirketlerinin söz konusu karara aykırılık teşkil edecek
bir işlemde bulunmaları mümkün değildir. Açık bir
anlatımla az yukarıda belirtilen EPDK kararı idari yargı
yerinde iptal edilmedikçe tüm tüketicileri bağlar. Hal
böyle olunca; mahkemece davanın (itirazın) kabulü ile
tüketici sorunları hakem heyetinin itiraza konu
kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken,
yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir...)
gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının
kabulü ile kararın bozulması ile dosya yerine geri
çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda,
mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel
Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan
sonra gereği görüşüldü:
|
KARAR
: Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kaçak
kayıp bedeli hakkında verilen tüketici sorunları hakem
heyeti kararının itirazen kaldırılması istemine
ilişkindir. Davacı, davalı elektrik abonesi tarafından
2011/4-2012/2 arasındaki dönem faturalarında 26,64 TL
lik kayıp/kaçak bedelinin tahakkuk ettirildiği
gerekçesiyle Tüketici Sorunları Hakem Heyetine
başvurulduğunu, hakem heyetince tüketicinin talebinin
kabulü ile 26,64 TL nin tüketiciye iadesine karar
verildiğini, Tüketici Hakem Heyeti Kararı’nın hukuka
aykırı olduğunu belirterek, Silifke Kaymakamlığı
Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı'nın
17.04.2012 tarih ve 306 no'lu kararının kaldırılmasına
karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı,
savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, abonelerden kayıp/kaçak bedeli adı altında
tahsil edilen bedelin, 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri
ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi
Hakkındaki Tebliğ” gereğince davacı tarafından tahakkuk
ve tahsil edildiğini, anılan düzenlemenin 4077 sayılı
Kanun’un 6.maddesi gereğince haksız şart niteliği
taşıdığını belirterek davanın reddine karar verilmiş;
hükmün, davalı tarafın temyizi üzerine, mahkemece
verilen kararın kesin olması nedeniyle temyiz talebinin
reddine karar verilmiş, hem asıl kararın hem de ek
kararın davacı tarafından temyizi üzerine; Özel Dairece,
metni yukarıda aynen yazılı gerekçeler ile karar
bozulmuştur. Mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek
suretiyle hem hükmün kesin olduğuna hem de esas yönünden
direnme kararı verilmiştir. Direnme kararını, davacı
vekili temyize getirmektedir. Direnme yoluyla Hukuk
Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı Kurum’un
abonelerinden kayıp-kaçak bedeli isteyip isteyemeyeceği;
buradan varılacak sonuca göre Tüketici Hakem Heyeti
Kararını’nın iptaline karar verilip verilmeyeceği
noktalarında toplanmaktadır. İşin esasına geçilmeden
önce, mahkemece verilen kararın kesin olup olmadığı;
buradan varılacak sonuca göre Özel Daire’nin ve Hukuk
Genel Kurulu’nun işin esasını inceleyip inceleyemeyeceği
hususu önsorun olarak tartışılmıştır.
|
4077
sayılı Tüketicinin Korunması Hakkın Kanun (TKHK)’nun,
‘Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ başlıklı 22.maddesinin
5.fıkrasında; “Değeri beşyüz milyon liranın altında
bulunan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem
heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda
heyetin vereceği kararlar tarafları bağlar. Bu kararlar
İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi
hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar
bu kararlara karşı onbeş gün içinde tüketici mahkemesine
itiraz edebilirler. İtiraz, tüketici sorunları hakem
heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep
edilmesi şartıyla hakim, tüketici sorunları hakem heyeti
kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Tüketici
sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz
üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.”
denilmiştir. Aynı maddenin 6.fıkrasında ise; “Değeri
beşyüz milyon lira ve üstündeki uyuşmazlıklarda tüketici
sorunları hakem heyetlerinin verecekleri kararlar,
tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilir.
Kararların bağlayıcı veya delil olacağına ilişkin
parasal sınırlar her yılın Ekim ayı sonunda Devlet
İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Endeksinde
meydana gelen yıllık ortalama fiyat artışı oranında
artar. Bu durum, Bakanlıkça her yıl Aralık ayı içinde
Resmi Gazetede ilan edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Madde metninden Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin
ancak değeri “beşyüzmilyon liranın altında” bulunan
uyuşmazlıklar için vereceği kararlara karşı onbeş gün
içerisinde tüketici mahkemesinde itiraz edilebileceği,
bu miktarın daha sonraki yıllarda ise DİE’nin, TEFE’ne
göre artırılacağı açıkça anlaşılmaktadır. Bu miktar 2012
yılı için 1.161,67 TL, 2013 yılı için ise 1.272.TL’dir.
Bu miktarı aşan uyuşmazlıklarda ise Tüketici Sorunları
Hakem Heyetlerinin vereceği kararların tüketici
mahkemelerinde sadece delil olarak ileri sürülebileceği
de yine madde de düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı
vekili, Silifke Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin
17.04.2012 tarih ve 306 sayılı kararının iptalini
istemiştir. Sözü edilen kararda, kayıp kaçak adı altında
alınan bedelin davalıya iadesine karar verildiği dosyada
bulunan karardan açıkça anlaşılmaktadır. Verilen bu
karar aynı zamanda tespit hükmü taşıdığından sözleşme
ilişkisi nedeniyle ileriki dönemlere de etkili (art
etkili) olduğundan kesin olduğundan söz etmek mümkün
değildir.
|
Bu
durumda uyuşmazlık hakkında genel hükümlerdeki sürelere
tabi olarak dava açılabileceğinden, anılan Kanun’un
22.maddenin 6.fıkrası gereğince hakem heyeti kararı
yargılamada delil niteliğindedir. (Aynı ilkeler Yargıtay
Hukuk Genel Kurulunun 24.04.2013 gün ve 2012/13-1229 E.,
2013/577 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.) İşin
esasının incelenmesine gelince; Davacı ile davalı
arasında 29.12.2009 tarihinde abonelik sözleşmesi
düzenlendiği, dava konusu hakem heyeti kararına konu
dönemde davacı tarafından davalıdan kayıp/kaçak bedeli
olarak 26,64 TL tahakkuk ettirildiği, Silifke Tüketici
Sorunları Hakem Heyetinin 17.04.2012 gün ve 2012/186-306
nolu kararı ile söz konusu bedelin davalıya iadesine
karar verildiği hususlarında tartışma bulunmamaktadır.
Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile
dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen
enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Yani
kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan
teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak
bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla
belirlenen bir bedeldir. Davacı Kurum tarafından
elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere
ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp
bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli
sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel
ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli
olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır. 4628
sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinin
1.fıkrasında, bu Kanun ile verilen görevleri yerine
getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun
kurulduğunu belirtmiş, aynı maddenin 2.fıkrasında ise;
“Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları faaliyetleri
ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini
tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden,
işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu
Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa
performansının izlenmesinden, performans standartlarının
ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin
oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından,
denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma
esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate
alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik
satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit
etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç
duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan
ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun
şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur…” hükmüne
yer verilmiştir. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı
üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere
yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak
fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi
verilmiştir. Bu maddede de anlatılmak istenilen hususun
1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya
kadarki maliyet ve kar payı olup, yoksa Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru
belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır. Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak
11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
“Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji
Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i
yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun
olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel
tahsil etmişlerdir. Ancak yukarıda açıklandığı üzere
tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası
Kanunu’nun 4.maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme
Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi
verilmemiştir.
|
Elektrik
enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile
başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle
kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan
abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve
adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır. Hem bu hal,
parasını her halükarda tahsil eden davacı Kurum’un çağın
teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani
davacı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme
ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak
suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip
etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller.
Oysa ki, elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları
engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil
etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davacıya
aittir. Bununla birlikte, tüketici olan vatandaşın
faturalara yansıtılan kayıp-kaçak bedelinin hangi
miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi
hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, yani
şeffaflık hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler esnasında bir kısım
üyelerce, bozmanın yerinde olduğunu; bazı üyelerce de
idarenin kaçak bedelini alamayacağını ancak kayıp
bedelini alabileceğini, bu bakımdan kararın belirtilen
değişik gerekçe ile bozulması gerektiğini ileri
sürmüşler iseler de bu görüşler kurul çoğunluğu
tarafından belirtilen nedenlerle kabul edilmemiştir. Tüm
bu nedenlerle, yerel mahkemenin yazılı şekilde karar
vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, usul ve
yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle direnme kararının onanması gerekir.
S O N U Ç : Açıklanan gerekçeyle; davacı
vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan
direnme kararının ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı
peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal
olmadığına, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “ Geçici
madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesi uyarınca 15
gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
21.05.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi |
|
|
|
|
|